ihtikâr — is., tic., esk., Ar. iḥtikār Vurgunculuk … Çağatay Osmanlı Sözlük
ihtikâr — (A.) [ رﺎﮑﺘﺣا ] vurgun … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
İHTİKAR — Hor ve hakir görmek. Hakarete katlanmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İHTİKÂREN — İhtikâr suretiyle, vurgunculukla … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
boğuntu — is. 1) Zor soluk alma 2) Sıkıntı Sen hiçbir zaman bilmeyeceksin bu korkunç boğuntuyu, bu çaresizliği. N. Eray 3) argo Bir şeyi değerinden çok yükseğe satma işi, vurgunculuk, ihtikâr Boğuntuya biterim, Mustafa kardeşim. H. R. Gürpınar Atasözü,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulu orta — zf. Bir şeyin aslını bilmeden, düşünüp tartmadan, çekinmeden, açıktan açığa Ticaret, ulu orta bir ihtikâr işi olmuştu. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
vurgunculuk — is., ğu, tic. İleride meydana gelebilecek fiyat dalgalanmalarından yararlanarak kazanç sağlama, ihtikâr, spekülasyon Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vurgunculuk etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
MUHTEKİRÎN — (Muhtekir. C.) İhtikâr edenler. Vurguncular … Yeni Lügat Türkçe Sözlük